11 Haziran 2015 Perşembe

Sosyalist Enerji Geri Gelecek

     Daha önce BHH'nin HDP ile neden ittifak kuramayacağını ve neden kurmaması gerektiğini belirten bir yazı yazmıştım. Üzerinden çok zaman geçti ve BHH bileşenleri HDP'yi desteklediğini doğrudan söylemedi ama tıpkı bir şartname hazırlar gibi ne dedikleri açıktı. Oylar HDP'ye.

     Tabi böyle bir kararı almak yerine kendi partisiyle seçime giren bir BHH bileşeni de vardı. O da Komünist Parti. Komünist parti HKP ile birlikte pusulada ki tek sol özneler oldular. Karşıların da ise Haziran'ın enerjisini meclise akıtmak için en önde bayrak tutan "devrimciler" vardı. Bunu HDP'nin altında yaptılar ve başarılı da oldular. HDP'nin kendisine zaten söylenecek bir şey yok. Çünkü düzen partisi olduğu apaçık ortada. Sol bir örgüt olmadığı da. Zira Hüda Kaya, Altan Tan ve gibileri öyle bir durumda bağlasan durmaz, duramaz.

     Söylenmesi gereken şeyler, sol bir örgüt, sosyalist bir örgüt iddiası olanlaradır. Yazılanlar arasında HDP'nin barajı aşmasından duyulan memnuniyet ve kazanıldığını düşündükleri bir zafer var. Ve bu zafer sarhoşluğuna limon sıkan, strateji kurmayı başaramamış ve bu beceriksizliği paylaşmayanlara parmak sallayan bir sol varmış. Sanıyorum bu biz oluyoruz.

     Öncelikle bir komünisti sosyalist bir devrimden aşağısı tatmin etmez. Onun dışında bir komünistin yaşadığı ülkenin yönetimi diğerlerine nazaran daha aydınlanmacı, daha çok kamucu ve görece ilerici ise bu tabi ki iyidir. Ancak HDP ne bunları beraberin de getirmektedir, ne de islamcı faşizmi götürmektedir. Dengir Mir Mehmet Fırat AKP'den değil de, HDP'den meclise girecek, bizde gülümseyerek gezeceğiz!

     Sistemden kaynaklı oluşan öfkeyi tek bir adama yöneltip üzerine tek bir cümle söylememek, emperyalist merkezlerin ekmeğine yağ sürmek değil de nedir?  Demirel gider Özal gelir, o gider Erbakan gelir, o da gider Tayyip gelir. Tayyip gider, sol ilkeli şekilde siyasetini örgütleyemez ise yine gelir, yine gelir.

    Biz mücadele etmezsek, gerici ideolojileri hapsetmek yerine özgürlük adı altında serbest bırakırsak en iyi şartlar da dahi ufak bir nefesten fazlasını alamayacağımızı halka söyleyemez isek sosyalist devrimcilikten istifa ederiz. Halk ile bir bağ kurmak, halkın aktığı liberal kanallara girip, aynı şeyi uygulamak ile olmaz. Sosyalistlerin halk ile kuracağı bağ yalnızca onları bu kanaldan çıkarmaya yönelik olduğu sürece bir bağdır. Aksi sağ sapmadır, liberalizmdir.

    Böylesi bir restorasyonu desteklemenin (en iyi ihtimalle) sola imkan açacak bir strateji olduğunu düşünsek bile bu da istifadır. Solun ilkeleri vardır, halka yalan söylemek suçtur.

     Türkiye sol hareketi tarihe düşecek bir ilkesizlik yapmış ve içi boş barış söylemlerine, özgürlük söylemlerine kanarak meclise başka gericiler, başka ağalar ve patronlar kazandırmıştır. Bütün halkın öfkesini, sisteme yöneltmek yerine RTE'ye yönlendirmiş ve 3 gün konuşamadı diye tatmin olmuştur. Bu hepimizin ayıbıdır. Çünkü solun bu uykusuna müdahale başarısız olmuştur.

    Ancak limonun dozunu arttırmak için çok geç falan değil. Bizler bizden gönderilen ve RTE'nin gidişine yönelen enerjiyi, olması gerektiği gibi sisteme taşıyacağız ve bir gün mutlaka başaracağız.